Battaniye


Yeni sezon battaniye modelleri;









TAÇ Beşiktaş Baby Battaniye Beşiktaş Baby Battaniye %85 Akrilik %15 Polyester Ürün Tipi : Bebek Battaniyesi Ebat : 110x140











Beşiktaş 2011 Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220






Disney Cars McQueen95 Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220






Şirinler Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220











Spider Sense 2011 Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220











Winx City Tatoo Flora Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220











TAÇ Winx City Tatto Stella Battaniye











Winx City Tatoo Bloom Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220











TAÇ Strawberry Shortcake Battaniye











TAÇ Bakugan New Vestroia Battaniye %100 Polyester Bakugan New Vestroia Battaniye %100 Polyester Ürün Tipi : Lisanslı Battaniye Ebat : Tek Kişilik Ürün Bilgileri: 1.160*220 Birbirinden çok farklı olsalarda Bakugan takımı her macerada birbirine tutunuyor, her zorluğu birlikte aşıyor. Sen de battaniyenle arkadaşlarına katıl, takımdan biri ol.











TAÇ Bebek Sleepy Bear Battaniye Şimdi bebeğinizin Mickey Mouse, Wiinnie the Pooh gibi arkadaşlarıyla hep birlikte olmasını ve hayal gücünü odasında keşfetmesini sağlayabilirsiniz. Keyifli bir uykudan önce, tatlı hayaller kurarak uyuyan bir bebekten daha mutlu kim olabilirki.











TAÇ Bebek Party Time Battaniye Şimdi bebeğinizin Mickey Mouse, Wiinnie the Pooh gibi arkadaşlarıyla hep birlikte olmasını ve hayal gücünü odasında keşfetmesini sağlayabilirsiniz. Keyifli bir uykudan önce, tatlı hayaller kurarak uyuyan bir bebekten daha mutlu kim olabilirki.








Yavşaklara ve Gevşeklere ithafen…

Şuan ihtiyacım olan tek şey bu amk bakarken bile ferahlıyorum bilader bu ne sıcaktır ya.küresel ısınma soğunma her ne sikimse anasını siktik yani dünya’nın da, çok değil yani 10 gün önce “yaz gelsin artık bu zamanda hala bu soğuk ne, yağmur” fln gibi sıralamaya kalksam gün bitmez yazmaktan yani o durumdaydın(k) ama ben o gün dedim 1 hafta sonra sırtınızdan akan terin götünüzde birikmesi ile “bu ne sıcak yaaa” isyanı yaptığınızda görcem sizi diye ki görüyorum da yani soğuk havaya isyan edenlerle sıcak havaya isyan edenler hep aynı ipneler.bunlar hiç bişeyden memnun olmayan hayattan gram zevk almayan yaşamayı doğru düzgün beceremyen nefes alarak hayata ayak uydurduğunu sanan yavşak gevşekler.Bu tarz insanlar sizinde etrafınızda çoktur eminim, çünkü virüs gibi bu pezevenkler hem yayıyorlar hem de hızlı türüyorlar piçler.

Ulan çokta büyük biri değilim yani 23 yaşındayım ama çocukluğumu hatırlıyorum (yazar burada çok yakın tarihten bahsettiği için yaşını belirtiyor) çok güzeldi ya çok özlüyorum o zamanları.harbiden çocukluğumuzu yaşıyorduk abi, arkadaşlık,dostluk,komşuluk aklınıza ne gelirse herşey vardı.herkes samimiydi sıcak kanlıydı.benim için şu bir gerçek teknoloji geliştikçe o zamanlar cidden mazide kaldı.Yakın bir zamanda bugünleri bile mumla arayacaz amk kesin…Buraya nerden geldin aga konudan konuya yani demeyin o gevşeklere de gelcem ama durun la hele biraz çocukluğumu anlatayım, hiç pskolog pskiyatr felan ne deniyorsa artık gitmedim amk yıllardır anlatamadım kimseye bırakında iki satır yazayım lan :)

Sitede bizim ev hala öyle, sabahın köründe çıkardım dışarı, siteden alt-üst-yan mahalleden çocuklarla cümbür cemaat bütün gün top oynardık, deli gibi koşardık durmadan, yorulduğumuzda sitede ki teyzelerden -artık o sıra kimi görürsek- su isterdik, (şimdi günahını vermez kimse amk) verirlerdi.bizde kana kana içerdik kocaman şişeyi hemde sırayla,adil şekilde hepimiz 1 şişeden paylaşırdık yani ne fesatlık ne ibnelik vardı, çünkü o zamanlar teknoloji felan yoktu yani böyle değildi, böyle olmayınca klavye-mouse ile değil,arkadaşlarımızla sıkı fıkıydık ;)) hepimiz sabah olsada arkadaşlarımla top oynasam diye uyurduk.bizim en büyük teknolojimiz misketlerdi sonra sonra tasolardı.e gece gündüz beraberiz onun annesi benim annemle çay içmeye gider,gelirlerdi.onun babası benim babamla içmeye giderdi.onun abisi benim abimle karı-kız kovalardı.Muhabbet vardı abi bütünlük vardı, çocuktuk ondan fesatlık,ibnelik yoktu değil olay, o zamanlar insanlık vardı samimiyet vardı.şimdi ki çocukları da görüyorum bizden beter fırlamalar,piçler.Neyse, öğlen olurdu aramızdan birinin annesi mutlaka hepimize sandviç yapardı,çağırırdı bizi karnımızı doyurmadan sokağa göndermezdi.iş çıkışı saati olurdu yine aramızdan herhangi birimizin babası (benim pederi es geçelim burda:D ) işten gelirken bilirdi bizim top oynadığımızı, yorulduğumuzu terlediğimizi, elinde kola veya gazozla gelir hepimize tek tek dağıtırdı.akşamları o sitede top oynadığımız çocukların aıleleri birbirlerine akşam yemeğine giderdi, hep birlikte çay bahçesine,dondurma yemeye gidilirdi.yazmaya kalksam anıları,hikayeleri cidden burası bile engel koyar “yeter amk” diye…

Şimdi büyüdük yine her gün dışardayız ama sitede değil o kulüpte bu kafede ama bakıyorum dışardayken etrafa sokak aralarına, sitelere ne arabanın altına kaçan topu almaya çalışan çocuk görüyorum ne bi köşede bir şişe suyu tek tek paylaşan çocuklar görüyorum.nerde amk bu çocuklar hadi biz büyüdük geziyoruz, tozuyoruz top oynayacak yaşı geçtik, ulan siz nerdesiniz amk? nerde olacaklar, ya evde pc başında işte twitter’da face’de vs vs ya da batı özentiliği artık boku çıkmış derecede olduğu için kendini 12-13 değilde 19-20 gibi gören ya tüysüz ergenler ya da sanayiden gelmiş gibi tonlarca makyaj süren küçük kız kardeşlerimiz, abilerinin ablalarının gittikleri kulüplere kafelere gidiyorlar (gitmeye çalışıyorlar) yani şimdi sorarım size bize su veren komşuların, ekmek arası yapan annelerin, gazoz getiren babaların zamanında ki çocuklar “vefa bilen, paylaşmayı, samimiyeti, dostluğu-arkadaşlığı, beraberliği, güveni, inancı” (aklına gelebilecek söylediğinde ne kadar içini burkan güzel ifade varsa hepsi işte) yani bizler nasıl oluyorda şimdi bizlerin arasından böyle yavşaklar-gevşekler çıkabiliyor (yaaaa böylede bağlarım konuyu boşuna yazmıyoruz ooğlluumm :D ) demezler mi adama ulan ibne amk pezevengi aynı sudan içmedik mi lan biz? aynı topun peşinden koşmadık mı? senin veya benim annelerin sandviçini, babaların gazozunu yemedik mi? içmedik mi? böyle bir çocukluktan gelen biz, nasıl oluyorda sen orospu çocuğu olabiliyorsun, erkek veya kız seni sevene, sana dostum diyene nasıl kazık atabiliyorsun nasıl arkadan vurabiliyorsun, abi ciddi soruyorum nasıl yapabiliyorsunuz söyleyin amk bende öğrenmek, yapmak istiyorum ya anasını sikeyim yediğim kazığın haddi hesabı kalmadı, kimseye güvenemez inanamaz oldum lan sizin yüzünüzden.Bu kadar mı benliğinizi kaybettiniz amk bu kadar mı paranın köpeği, 2 gram amın iti olduğunuz.Sana para lazımsa bana da lazım piç, senin derdin varsa benim de derdim var gevşek, sen bu hayatta iyi bir yere gelmek istiyorsan biz de istiyoruz yavşak.e niye ben kazık yiyen, sen kazık atan oluyorsun nasıl başarıyosun bunu?

“Ne yani bunun suçlusu teknoloji mi?” diye soruyorsanız, hayır canım ne alakası var, sadece teknoloji geliştikçe İLETİŞİM aile içinde bile ciddi anlamda koptu yalan mı??? çocukken bizi dışarı sürükleyen içgüdü teknolojinin kurbanı oldu bunu demek istedim o kadar yoksa teknolojiye kurban eden biziz ibnelik içimizde bizde yani.Ne demiş şair; ” Çaresizseniz, Çare-sizsiniz” ;)

Öyle yani neyse, nasılsa bu sorularımın cevabını alamcm, niye böyle olduklarını onlarda açıklayamcklar ama ben çocukluğumu unutmuyorum, ben hala aynı benim, artık içtiğimiz suyu değil bi tas çorbayı cebimizdeki son parayı paylaşırız.Beraber topun peşinden değil işin-gücün peşinden koşarız.Çay bahçesinde,dondurmacı da değil hastanede,karakolda beraber oluruz.Çocukken uzattığımız küçük el büyüdü kocaman oldu, şimdi daha sıkı tutarız daha sağlam sıkarız.Ben hala aynı benim içimdeki çocuk aynı, sadece bedenim büyüdü, aranızda varsa içindeki çocuk benim gibi olan ben burdayım!   Saat 04:30 felan sıcaktan ve sıkıntıdan biraz saçmalamış olabilirim belki de çoğunuz harbiden saçlamışsın amk diyebilirsiniz, kusura bakmayın.Sevdim ben bu yazma işini (yazar burda daha çok saçmalcm yani uyandırayım demek istiyor) bu konuda hep dertliydim öyle yazarak içimi dökeyim istedim.Biliyorum, bunu okuyanlar arasında içinizdeki çocuk benim gibi olan var,illa ki var! onun için yazdım tek değilsiniz,yalnız değilsiniz yani…

Not: Niye bu foto? ben yağmurlu günleri severim, çocukken yağmurlu havada siteye çıkar işte aynen fotodaki gibi yağmurun altında durur ıslanırdım sonra bir köşede oturur yağmuru izlerdim.Şimdi ise arabayla sahilde yavaş yavaş kısık sesli bir müzik ile gitmeyi seviyorum.Şuanda da öyle bir zamana ihtiyaç duydum ondan bu fotoyu koydum :) hadi eywallah

İstiklal Mahkemesi Kurulacak!





İstiklal Mahkemesi Kurulacak!

• Fethullah Gülen ve Abdullah Gül’ün otoritesi kırılacak, dizginler bütünüyle Tayyip Erdoğan’ın eline geçecek. Bunu yargı bağımsızlığı yönünde bir gelişme olarak değerlendirmek, gerçekçi gözükmüyor.

• Bugün, Türkiye’deki mücadele, bir bakıma İstiklal Mahkemeleri’ni kuranlar ile İstiklal Mahkemeleri’nin hükümlüleri arasındadır.

• İstiklali yargılayanlar, İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanacaklardır.

Cumhuriyeti yıkmaya kalkanlar Türkiye’nin toprak bütünlüğünü parçalamak için yabancı devlet tertiplerinde görev yapanlar, Cumhuriyetin adaletine hesap vereceklerdir.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün bir basın açıklaması yaparak Özel Görevli Mahkemeler’in yeniden düzenlenmesi girişimini değerlendirdi.

Doğu Perinçek’in açıklaması şöyle:

Tayyip Erdoğan’ın hazırlattığı tasarı; özel görevlendirilmiş mahkemeleri kaldırmayı değil, yeni bir görev tanımıyla kendi denetimine almayı hedefliyor.

ÖZEL GÖREVLENDİRMEYE DEVAM!

Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle yürütülen yargılamalar, yine “terör ve “darbe” kapsamında tutulduğu için, Özel görevlendirilmiş yargılar sürecek.

Ancak görevlendiren örgütlenmede Fethullah Gülen ve Abdullah Gül’ün otoritesi kırılacak, dizginler bütünüyle Tayyip Erdoğan’ın eline geçecek. Bunu yargı bağımsızlığı yönünde bir gelişme olarak değerlendirmek, gerçekçi gözükmüyor.

10 YILDIR UYGULANMAYAN TCK!

İlan ediyoruz. Milli Hükümet, kısa süreli olağanüstü bir uygulama olarak İstiklal Mahkemesi’ni kuracaktır. Elbette yasa yoluyla olacak. Ceza Yargılaması Yasasında gerekli değişiklik yapılarak, arkada kalan dönemde Türkiye’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve Cumhuriyete karşı kamu makamlarını işgal edenlerin işledikleri suçları yargılamak için, İstiklal Mahkemesi 1 yıl süreyle kurulmalı, yargılamaları 6 ay içinde sonuçlandırmalıdır.

Bu, bir intikam değildir. Uygarlığı temsil eden Cumhuriyet güçlerinde intikam düşüncesi ve uygulaması olmaz. Amaç, Türk Ceza Kanunu’nun 10 yıldır uygulanmayan hükümlerini uygulamak ve karşı devrim eyleminin faillerinin işledikleri suçlarla ilgili yargılamaları hukuk devletini işleterek sonuçlandırmaktır.

HANGİ SUÇLAR YARGILANACAK!

İstiklal Mahkemesi’nde hangi suçlar yargılanacaktır?

1. Türkiye Cumhuriyeti devletini başka bir devlet ile düşman konumuna getiren tertiplerde ve eylemlerde bulunmak.

2. Yabancı devletlerin Ortadoğu ve Türkiye projelerinde görev alarak, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne karşı veya Türkiye’nin topraklarının bir kesimini yabancı devletlerin egemenliğine devretmek amacıyla yapılan eylemlere katılmak.

3. Yabancı devletlerle gizli anlaşmalar yaparak, Türkiye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı eylemlere katılmak.

4. Yabancı devletlerle işbirliği yaparak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni “kafese kapatmak” yoluyla Orduyu etkisiz hale getirmek ve Türkiye’nin bölünmesine yönelik uluslararası tertip ve eylemlere katılmak.

5. Türkiye devletinin içinde gizli bir örgüt kurarak, yabancı devletlerin örgütleriyle birlikte TSK’yi ve Türkiye yurtseverliğini etkisiz kılmak için tertipler yapmak, düzmece belgeler üretmek yoluyla Türkiye’nin bölünmesi eylemine katılmak.

6. Yabancı ülkelerden yasadışı yollardan milyarlarca Dolar para alarak, komisyonları “üçe kapatarak”, Türkiye’yi başka devletlerle düşman konumuna düşüren veya Türkiye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan uluslararası tertiplere ve eylemlere katılmak.

7. Yönettikleri siyasal partileri laikliğe karşı faaliyetin odağı haline getirerek Cumhuriyete karşı yıkıcı eylemlere katılmak.

ANAYASA MAHKEMESİ HÜKMÜYLE SAPTANMIŞ SUÇLAR!

Bu eylemlerin hepsi TCK’de devlet aleyhine ve Türkiye’nin toprak bütünlüğüne karşı suçlar kapsamında tanımlanmıştır. Bu suçlar, açıkça milletin gözleri önünde işlenmektedir ve hatta Anayasa Mahkemesi’nin 31 Temmuz 2008 tarihli AKP hakkında verdiği kararda da yargı hükmüyle saptanmış ve fiilleri de isim isim belirlenmiştir. Ne var ki, Cumhuriyet yargısı, ABD güdümlü bir karşıdevrimle etkisizleştirilmiştir.

Bu süreçte Cumhuriyetin ve vatanın temelini oluşturan Atatürk Devriminin yargılandığı bir yere gelinmiştir.

İSTİKLALİ YARGILAYANLAR YARGILANACAK!

İstiklal Savaşı’nın kapsamında bugün İstiklal Mahkemeleri de yargılanmaktadır. Oysa İstiklal Mahkemeleri olmasaydı, İstiklal Savaşı kazanılamazdı.

Bugün, Türkiye’deki mücadele, bir bakıma İstiklal Mahkemeleri’ni kuranlar ile İstiklal Mahkemeleri’nin hükümlüleri arasındadır. Aslında İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet yargılanmaktadır. Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, 28 Şubat, Odatv davalarında yapılan iş budur.

Bu sürecin sonuna gelinmiştir. İstiklali yargılayanlar, İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanacaklardır. Hepsi 100 kişiyi geçmez.

Cumhuriyeti yıkmaya kalkanlar Türkiye’nin toprak bütünlüğünü parçalamak için yabancı devlet tertiplerinde görev yapanlar, Cumhuriyetin adaletine hesap vereceklerdir.

Doğu Perinçek

Aydınlık

1206.6805 (Bjoern Schenke et al.)




Event-by-event gluon multiplicity, energy density and eccentricities at

RHIC and LHC    [PDF]

Bjoern Schenke, Prithwish Tribedy, Raju Venugopalan




The event-by-event multiplicity distribution, the energy densities and energy density weighted eccentricity moments epsilon_n (up to n=6) at early times in heavy-ion collisions at both RHIC (root-s=200 GeV) and LHC (root-s=2.76 TeV) are computed in the IP-Glasma model. This framework combines the impact parameter dependent saturation model (IP-Sat) for nucleon parton distributions (constrained by HERA deeply inelastic scattering data) with an event-by-event classical Yang-Mills description of early-time gluon fields in heavy-ion collisions. The model produces multiplicity distributions that are convolutions of negative binomial distributions without further assumptions or parameters. The eccentricity moments are compared to the MC-KLN model; a noteworthy feature is that fluctuation dominated odd moments are consistently larger than in the MC-KLN model.

View original: http://arxiv.org/abs/1206.6805