K Vitamini

vitamin K, K VİTAMİNİ olarak da bilinir, bitkilerin yapraklarında bulunan ve yağda çözünen naftokinon bileşiklerinin ortak adı. Vitamin K ilk kez 1939'da saf olarak elde edildi ve yapısı saptandı; daha sonra etkisi buna benzeyen çok sayıda bileşik elde edildi ve bireşimlendi. 1939'da tanımlanan vitamin K1 bitkiler tarafından bireşimlenir; öte yandan vitamin K2 mikroorganizmadan kaynaklanır ve memelilerin dokularında bulunur. Vitamin K'nın öbür tiplerinin tümü vücutta K2'ye çevrilir.
Tıpta pıhtılaşma zamanını kısaltmak amacıyla doğada bulunan bileşiklerin yanı sıra etkisi vitamin K'ya benzeyen ve yapay olarak bireşimlenen bileşikler (örn. K4, K5, K6 ve K7 vitaminleri) kullanılır.
vitamin K eksikliği, vücutta yeterli miktarda vitamin K bulunmaması sonucunda ortaya çıkan bozukluk. Karaciğerde protrombin bireşimlenmesi için vitamin K gerekli olduğundan, vitaminin eksikliğinde pıhtılaşma gecikir ya da tümüyle durur.
Üstün yapılı hayvanlarda besinlerle yeterli miktarda vitamin alındığından, ayrıca bağırsaktaki bakteriler vitamin K bireşimlediğinden eksiklik ender görülür. İnsanda, vitamini bireşimleyen bakterilerin büyümesini ketleyen ilaçların verilmesi ya da vitamin K'nın bağırsaklardan emilmesi için gerekli olan safranın yapımı ya da salgılanmasını etkileyen durumlar sonucunda eksiklik ortaya çıkabilir. Yeni doğmuş bebeklerde bağırsaklarda bakteri ve vücutta depolanmış vitamin K olmayışı vücutta yaygın kanamalara yol açabilir; bu durum zaman geçirmeden vitamin K verilerek tedavi edilebilir.
Hayvansal ve bitkisel gıdaların çoğunda bulunur. En zengin kaynakları yonca, ıspanak ve benzeri yeşil yapraklı sebze ve otlar ile kurubaklagiller, soya yağı, bitkisel yağlar, balık, karaciğer, mısır, yulaf, kahve ve çaydır. Bağırsak bakterileri de K vitamini salgılar. Kanın pıhtılaşması için gerekli bir vitamindir. K vitamini eksikliğinde kanamalar oluşur; fazlalığında da karaciğeri ve hemolitik anemi (kansızlık) görülür.