Firar



Akşam akşam heyecan fırtınası esti evde. Saat 7'ye geliyordu eve geldiğimde. Bey benden önce gelmiş, kapıyı o açtı. Biraz muhabbet, birkaç telefon görüşmesi, yemek vs. Epeyce bi vakit geçti. Sonra apartmandan miyavlamalar geldiğini fark ettik. Herhalde yine o gri-beyaz kedi girdi dedik. Şaşkın ve komik bir sokak kedisi. Arada üşüyünce apartmana giriyor, biz de mama filan veriyoruz. Sıkılınca da çıkamıyor, bu sefer sokağa tekrar çıkmak için ağlıyor. Geçen akşam bizim dairenin paspasında yatıyordu. Bir tane de tasmalı siyah var, o da arada gelip konuk oluyor apartmanımıza.




Miyavlamaları duyunca kapıyı araladım, seslendim seslendim gelmedi. Bir şeyle uğraşıyordum, girdim içeri. Peşinden kapı çaldı, apartman görevlisi Selahattin Abi: "Sizin kedilerden eksik var mı?" O kadar eminiz ki, kapı hiç açılmadı arada; yoo dedik. Siyah bir kedi varmış üst katta, 1 saattir bağırıyormuş; abi de çıkaramıyormuş bir türlü, saldırıyormuş. Kesin o tasmalı arap minnak geldi, şimdi de çıkamıyor. Miyavlama mavlamaya döndü, feryat ediyor hayvancık. Yoda kulak kesildi, o da başladı. Mavlarken bi yandan da çıkmaya çalışıyor.


firar 1



Selahattin abi de oğlu da acayip korkuyor kediden, bizim bey hayvancağızı taşımaya yardım edeyim diye çıktı. Hayvan korkmuş, n'olur n'olmaz diye fırın eldiveni verdim yanına. Biraz sonra zil çaldı, bu sefer bey: "Ya bi baksana tamam mı bizimkiler?" Haydaa, baktım biri eksik! Obi yok! Fırlamış dışarı ben girerken. 1.5 saattir dışarıda bağıran oymuş meğer! Adam sokak kedisi sanıp bizim Obi'yi dışarı kışkışlamaya çalışıyormuş. Apartman kapısından dışarı çıkarınca, bumerang gibi gerisin geri içeri kaçıyormuş siyah kedi; can havliyle asansöre doğru gidiyormuş. Birkaç kez bu böyle tekrarlanınca, Selahattin abi huylanmış ev kedisi olmasından. Sonra bizim bey de bi bakmış, bu kulaklar ve şabalak surat tanıdık! Çıkmasına yardım ettiğini sandığı kedi, Obi!






Neyse ki içeri kaçmaya çalışmış, sokağa da kaçabilirdi; Allahtan evcimen ve tırsak bir apartman çocuğu. Baktım, beyin kucağında süklüm püklüm geldi. Korkudan kuyruk filan kabarmış tabii, gözler fincan gibi. Gıkı çıkmıyor. Suratında "Ben bi halt ettim" bakışı... Hemen daldı salona, Yoda'nın yanına sığındı. Yoda anladı en başından belki de, biz uyanamadık. Yazık, kaçak Obi'nin ödü patlamış, aldım kucağıma, sevdim öptüm... Üst kattaki deliyle aramız zaten limoni, bi de daireyi şaşırmış; gitmiş onun kapısında feryat ediyor! Ya o alsaydı içeri? Ayy...












firar 2

Obi: "Ödüm patladı, evet!"


firar 3






Başından beri şiddetle takmayı reddettikleri tasmaları hemen çıkardım ortalığa. Obi olayın şokuyla gıkını çıkarmadan taktı. Ama Yoda saatlerdir çıldırmış gibi koşuyor evin içinde. Yorgun düştü koşmaktan şaşkın. Koştukça tasmadaki çan daha çok çalıyor, iyice deliriyor. Bir ara işbirliği yapıp birbirlerinkini çıkarmayı bile denediler ama olmadı. Ayh, yüreğim hopladı başta ama şu an pek eğleniyorum. Yok öyle bi daha çaktırmadan dışarı fırlamak, kalacak o tasmalar. Ben girerken fırlamış demek dışarı, fark etmemişiz. Dört dönüyorlar evin içinde, ne halı kaldı ne paspas. Neyse, alışırlar elbet... Çıngıl çıngıl, koyun sürüsü var sanki evin içinde.












firar 4

Yoda: "N'olur çıkarın şunu, ühü!"


firar 5